Parasal Konularda İtaat

Tanrım da her ihtiyacınızı kendi zenginliğiyle

Mesih İsa’da görkemli bir biçimde karşılayacaktır.

Filipililer 4:19

 

Yaklaşık elli yıllık vaaz verme deneyimimden şu sonuca vardım, diğerleri ile kıyaslandığında parasal konular en fazla kişinin imandan düşmesine sebep olmaktadır.

Bunun asıl nedeni, imanı parasal konular için kullanmak ama hayatımızda hiçbir tohum ekmemektir! İnsanlar hiçbir tohum ekmeseler de Tanrı’nın onların bereketlemesini isterler. (Tüm bunlara rağmen Tanrı’nın merhamet göstermesi ve insanlara yardım etmesi harikuladedir.)

Kutsal Kitap açık bir şekilde şunu öğretmektedir, “VERİN, size verilecektir. İyice bastırılmış, silkelenmiş ve taşmış, dolu bir ölçeklekucağınıza boşaltılacak. Hangi ölçekle verirseniz, aynı ölçekle alacaksınız.” (Luka 6:38).

 

Kutsal Kitap aynı zamanda şunu da söyler, “Şunu unutmayın: Az EKENaz biçer, çok eken çok biçer.” (2 Korintliler 9:6). Eğer bol ürün biçmek istiyorsanız, çok ekmelisiniz.

Hiçbir şey ekmeden ürün biçemezsiniz. Eğer toprağı hazırlamamış ve tohum ekmemişseniz bahçenin kenarında durup, “Biraz domates toplayayım” diyemezsiniz.

Parasal gelir sağlamanın iki ana ilkesi vardır:

(1) Kutsal Kitap’a iman etmek ve itaat etmek

(2) Kutsal Ruh’un doğaüstü belirtileri

 

İkincisine örnek Eski Antlaşma’da adı geçen dul kadın olabilir (1 Krallar 17). Çömleğinden sürekli yağ aktı ve un küpünden sürekli un çıktı – bu o günlerde neredeyse para kazanmak ile aynı şeydi. Bu olay doğaüstü bir belirtiydi. Parasal alanda ortaya çıkan doğaüstü belirtiler genellikle Tanrı’ya itaat ettiğimiz ve tohum ettiğimiz için ortaya çıkar.

Öyleyse maddi ihtiyaçlarınızın karşılanmasının birinci adımı Kutsal Kitap’a itaat etmektir. Tanrı İsrail halkına şunu söylemiştir:

 

MALAKİ 3:10

Tapınağımda yiyecek bulunması için bütün ondalıklarınızı ambara getirin. Beni bununla sınayın” diyor Her Şeye Egemen RAB. “Göreceksiniz ki, göklerin kapaklarını size açacağım, üzerinize dolup taşan bereket yağdıracağım.

 

Aslında ondalıklarımızı vermeden bize bir şey verilmez.

 

Bir arkadaşım bir keresinde bana şöyle söyledi, “Hagin Kardeş, ondalık vermek Eski Antlaşma’da kaldı. Ondalık Musa’nın Yasası’nın bir parçası. Bunu biliyorsun, değil mi?”

Eğer böyle bir cümle kuracak olursam, zayıf bir Kutsal Kitap bilgisine sahip olduğumu kanıtlamış olurum. Yasa Musa’ya verilmeden 500 yıl önce İbrahim ondalık vermişti. Yakup ise İbrahim’den 250 yıl sonra ondalık verdi.

“Ama ondalık verme konusunda Yeni Antlaşma’da hiç ayet yok” diyenleriniz olabilir.

İşte böyle diyenler Kutsal Kitap’ı doğru okumayı öğrenmek zorundadır. İbraniler 7:8’e bakın. Bu ayet Yeni Antlaşma’da yer almaktadır, “Birinde ölümlü insanlar ondalık alıyor, ötekinde yaşadığına tanıklık edilen biri alıyor.” Bu ayet Mesih’te söz eder.

Tanrı ondalıklarımızı getirmemizi ve bundan sonra göklerin kapaklarını açacağını söyledi. “İte kanıt”!

Ama biri bir şey yaptı diye yapmayın. Başka bir kişinin deneyimi üzerine hareket etmeyin. Kutsal Kitap’ın söylediğini bildiğiniz ve Kutsal Ruh’un size konuştuğu şeylere göre hareket edin.

Bir keresinde Kenneth Copeland Kutsal Kitap Eğitim Merkezimizde öğretme üzere bulunmaktaydı; hizmete ilk başladığı yıllarda çok iyi durumda olmayan bir arabası vardı, bu arabayı kiliseye bağışladı ve Tanrı da ona yeni bir araba verdi.

Okulumuzdaki bazı öğrenciler de benzer bir eylemde bulunduklarında kendilerine yeni bir araba verileceğini düşündüler ve arabalarını bağışta bulundular ve geriye kalan zamanda yayan yürüdüler.

“Ona oldu, bize de olur diyorlardı.

“Evet” dedim, “Ona oldu ama Tanrı size böyle bir şey yapmanızı söyledi mi?

“Hayır söylemedi. Bu şekilde yeni bir arabam olur diye düşünmüştüm.”

“Maalesef işler öyle yürümüyor.”

 

Kısacası bugün elimizde Kutsal Kitap var ve Kutsal Kitap’ın ışığında, ondalıklarımı ve sunularımı vermek için bir yeni bir “yönlendirişe” ihtiyacım yok. Genellikle bunun ötesinde bir sunu vermemiz istenebilir ve bunu isteyen Tanrı’nın Ruh’udur.

İsa şöyle söyledi, “Verin, size verilecek,” – yani tohum ekmek için yönlendirişe ihtiyacım yok. Kutsal Kitap şöyle söyler, “Az eken az biçer” Benim görevim sadece itaat etmek. Tanrı’nın Ruhu’na itaat ettiğimizde gerisini Tanrı yapar.

Hizmette 48. yılımın içerisindeyim. Tanrı 48 yıl önce benden evimi vermemi istese, pek bir önemi olmazdı. Çünkü o zamanda zaten evim yoktu! Ve benden arabamı istese, yine pek bir önemi olmazdı, çünkü arabam da yoktu!

Tüm bu yıllar boyunca Tanrı benden arabamı vermemi ya da benzer bir şey istemedi. Ondalıklarımı sundum. Tohum ektim, işimi sadakatle yaptım. Maddi bolluk bunlardan sonra geldi.

1981 yılının ortalarında Tanrı hem bana hem de eşime, yeni aldığımız Cadillac arabamızı vermemizi söyledi. Eski Cadillac arabamızı satmıştım, Rab bize konuştuğunda yeni olanı bağış yaptım. Eşimle aynı düşünüyordum.

“Ben de aynı yönlendirişi hissettim” dedi.

Daha sonra düzenlediğim bir seminer sırasında Tanrı, Kenneth Copeland’ın hizmetimize hediye ettiği uçağı bağış yapmamı söyledi. Jerry Savelle kardeşe verdim.

Bir süre sonra hiç tanımadığım bir adam (sadece ismini duymuştum) bir mektup yazdı ve “Kutsal Ruh’un yönlendirişiyle size bir çek göndermemiz gerektiğini hissettik” dedi. Bu çekteki rakam çok ciddi bir miktardı, Tanrı’ya yücelik olsun!

Eğer Tanrı’ya itaat etmemiş olsaydım bunun olmayacağına eminim ama Tanrı’ya itaat edip hem arabayı hem de uçağı bağış yaparken aklımda böyle bir fikir yoktu. Bunların karşılığında gerçekten bir şey gelmesini beklemiyordum.

Keşke bana da böyle bir şey olsadiye düşünebilirsiniz! Size nereden başlayabileceğinizi anlatayım: Kuruşlarla ve diğer madeni paralarla başlamalısınız.

Kaynak: Kenneth E. Hagin

 

 

Duaya Mı İhtiyacınız Var?

Buraya Tıklayın